Rise of Nations Thrones and Patriots, Görüldüğü gibi epey bol bir tercih şeması var ve seçimleriniz oyunun gidişatını doğrudan etkiliyor.
İsterseniz her idare şeklinde ayrı ayrı oynayıp politik meraklarınızı da bir nebze olsun giderebilirsiniz.
Şahsen ben öyle yapmıştım.
Rise of National görüldüğü gibi biraz henüz karışık hale gelmiş.
Bu da diplomat ve siyasetçi yönünüzün gelişmesini sağlıyor.
Şahsen benim en çok tercih edilen taktik oyunlarımdan diyebilirim.
Üstelik multiplayer dayanağı ile LAN üstünden arkadaşlarınız ile kapışabilirsiniz.
Grafiklerin defa defa iyi olduğunu esasen söylemiştik.
Sesler de grafiklerden aşağı kalmıyor.
Yapay zekâ esasen görüp görebileceğiniz en iyi suni zekâlardan birisi.
E o vakit daha çok zaman kaybetmeden oynamaya başlayabilirsiniz.
Şiddetle tavsiye olunur.

Rise of Nations, Microsoft’un oyun dünyasına belki de en güzel armağanı. Strateji oyunları denilince akla zaten ya Age Of serisi ya da Rise of Nations serisi geliyor. Hepsinin altından da Microsoft’un parmağı çıkıyor. Adamlar strateji olayında iyiler, evvela bunu kabul etmek lazım.

Rise of Nations; grafikleriyle, ilerleyişiyle, konseptiyle ve yapay zekâsı ile gönlümüze tahtı çoktan kurmuş bir strateji oyunu. Strateji dünyasında muhtemelen Rise of Nations sevmeyen yoktur. Aslında Rise of Nations: Thrones and Patriots bir genişleme paketi diyebiliriz. Conquer the World’un grafiklerinin ve yapay zekâsının iyice geliştirildiğini, senaryonun hacminin artırıldığını ve modernize edildiğini düşünün; işte bu Rise of Nations: Thrones and Patriots. Üstelik dört adet yeni Campaign var.

– Napoleon: Burada Napoleon Boneparte’yi işliyoruz. Amacımız tarihi kurguya bağlı kalarak düşman topraklarını fethetmek ve Avrupa’ya nam salmak. Başarı ile ilerledikten bir süre sonra İmparator oluyoruz. İmparator olunca büyük uluslar ile ticaret antlaşması yapmak mümkün.

– Alexander The Great: Burada da Büyük İskender’i canlandırıyoruz. Tam 13 sene boyunca İskender’in yaptığı savaşları takip ederek tarihe yön verebilirsiniz. Oldukça zevkli bir campaign olduğunu söyleyebiliriz.

– The New World: Her Amerika menşeili oyunda olmazsa olmazlardan biridir. Burada Amerika’nın yükselişini konu ediniyoruz. İşimiz gücümüz Amerika’nın süper güç olmasını sağlamak ve Avrupalıları denize dökmek.

– The Cold War: Bu campaignde öykü oldukça güzel dizayn edilmiş. Hitlerin intiharından sonra iki süper güç olan Sovyet Sosyalistler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri arasında süregelen çekişme ve savaş işleniyor. Üstelik nükleer silah kullanmanız da mümkün.

Tabi, bir güzel tarafta hükümetin yönetim şeklini kendimiz belirleyebiliyoruz. Bunlar;

– Despot Yönetim: Tüm yetki ve gücün hükümetin elinde olduğu yönetim biçimidir. Oyun avantajı olarak Askeri üstler %25 daha ucuzdur.

– Monarşi: Yönetimin tek kişinin elinde olduğu hükümet şeklidir. Oyun avantajı olarak stable birimleri %25 daha ucuzdur.

– Demokrasi: Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir ilkesinin geçerli olduğu yönetim şeklidir. Tüm teknolojiler %25 daha ucuzudur.

– Kapitalizm: Rekabetçi pazarın olduğu yönetim şeklidir. Güçlü olan güçsüz olanı yok eder. Petrol gelirlerine +100 verir.

– Sosyalizm: Üretim gelirlerinin eşit olarak paylaşıldığı yönetim şeklidir. Fabrika, Airbase ve Dock birimleri %20 daha ucuza gelir ve hızlı üretilir.

– Republic: Ya da cumhuriyetçilik. Halk iradesini seçili heyet temsil eder..

Keyifli oyunlar.