Just Cause, Yapımcısının sıkı bir GTA hayranı olduğunu düşündüğümüz ve büyük ihtimalle Sosyalist Sol Partiye rey veren arkadaşımız “hadi devrim esintili bir oyun yapalım” demiş ve meydana Just Cause çıkmış.
Hani defa şiir kitabı okuyan şairler bazı durumlarda akıllarına gelengörkemli bir mısrayı yazarlar ve “vay be ne güzel soz söyledim” derken o mısranın gerçekte henüz evvel okuduğu bir şaire ilişkin olduğunu hatırlarlar ya, hah işte oyun o kıvamda.
Avalanche firması defa mükemmel bir oyun yaptım derken o oyununesasen GTA olarak piyasada olduğunu gelen eleştirilerden ardındananlamış.
Bunun üstüne ardından pazara oyunun ikinci sürümünü hem de üçüncüsürümünü da sürmüş ama biz bugün Just Cause’nin başka bir deyişle ilk versiyonun üstünde duracağız.
Oyunun konusundan başlayacak olursak, adalar ülkesi San Esperito’nun zorba ve diktatör yöneticisini koltuktan indirmek içersinde gören alanAjan Rico paraşüt ile adaya iner.
Sheldon ve Maria isimli iki yoldaş ile tanışarak memleketi kurtarmakiçersinde vazifeye başlar.
Fakat oyun içindeki ana görevlere seçenek olarak sunulan “bir yerden bir yere şu kadar müddette git” gibi ara görevlerin memleketi kurtarmakkonusunda ne gibi bir irtibatı olduğunu çözemesek de oyunun müddetiniuzatmak içersinde konulduğundan hiç kuşku etmiyoruz.
Just Cause, oyun yapısı itibari ile GTA’ya benziyor.
Belirli noktalardan görevler alarak adına getirmeye çalışıyorsunuz.
Görevleri dilediğiniz sıra ile tamamlama lüksüne sahipsiniz.
Size sunulan haritada görevleri defa kolaylıkla görebildiğiniz gibi sahip olduğunuz PDA ile birçok misyon ayrıntısına erişebiliyorsunuz.
Bazen bir ufak başkaldırıcı semtinde, bazı durumlarda kentin ortasındayapacağınız görevler hemen hemen bir birine benziyor.
Şu yurttaşı al şuradan şuraya götür, şu dostu al koru, şuraya git şunları öldür ve vur-kır-parçala.

Yeni Ajan Rico ile Tanışın

Biraz Küba devrimi biraz da GTA hayranı olarak ortaya çıkan Just Cause, oyunun başkahramanı Ajan Rico ile huzurlarınızda.

Oyunun en temel görevi ise haritadaki belirlenmiş alanları özgürleştirmek. Haritada kırmızı olarak işaretlenmiş alanlara geldiğiniz zaman bölgedeki isyan ordusunun komutanı ile tanışıyor ve görevi devralıyorsunuz. Size belirtilen alana ulaşarak önünüze geleni kesip biçerek alanı özgürleştiriyorsunuz. Ayrıca savaşacağınız muhalif güçler, yer yer karşınıza çeteler halinde de çıkacak. Doğal olarak adada isyan çıkınca halk ikiye bölünüyor; isyancılar ve muhalifler. Biz oyun içerisinde isyancı çeteler ile beraber çalışarak muhalifleri saf dışı bırakmaya çalışıyoruz.

Oyunun aksiyonu hiç eksik olmuyor. Tropikal adada siyah takım elbiseler ile “ben ajanım” diye göstere göstere gezinen Rico, bir oyunda yer alabilecek en donanımlı ajan. Sırtında hava basıncını hiç umursamayan ve her an uçmaya hazır bir paraşüt var. Dilerseniz her gördüğünüz yamaçtan kendinizi salarak ulaşımınızı bedavaya getirebilirsiniz. Rico’nun marifeti bunun ile de kalmıyor, ayrıca halatlı tabanca ile arabanın birine kanca atarak paraşütü açıp çılgınlar gibi seyahat edebiliyor. Gerçi bunun eğlenceli olduğunu itiraf edebilirim. Farklı ve eğlenceli bir atmosfer.

Ayrıca Rico, hemen hemen her türlü aracı ustalık ile kullanabiliyor. Paraşüt, tekne, jet. Gerçi otomobil kullanırken kamera açısının saçma sapan bir şekilde değişmesi ile yer yer Rico’yu gözden kaybetsek de her şey oyunda hizmetimize sunulmuş durumda. Zaten bir araçtan diğerine atlayabileceğimiz gibi, kendimizi araçtan dışarı da fırlatabiliyoruz. Anlayacağınız üzere en az 007 kadar yetenekli bir ajanız.

Oyun grafikleri olması gerektiği kadar. Ne çok iyi, ne kötü durumda. Adanın genel görünümü çok iyi fakat karakter modellemeleri o kadar başarılı değil. Patlama efektleri çok iyi fakat çarpma efektleri o kadar başarılı değil. Ama hiç kuşkusuz oyun sesleri harika. Latin ezgileri ile gönlünüzün şenleneceği Just Cause, ses efektleri ile de bir o kadar başarılı.

Üçüncü şahıs gözünden bir aksiyon oyunu oynamak istiyorsanız ve GTA’ya bir alternatif denemek istiyorsanız Just Cause’yi deneyebilirsiniz. Keyifli oyunlar.