Commandos: Strike Force, Sniper ve Spy diye isimlendirilen üç askeri yönetiyoruz.
İlk görevimizde ise yoldaşımız, kahramanımız Snipper.
Üstün kamuflaj ve keskin nişancılık kabiliyeti ile Snipper, yakın dövüşte de göz dolduran bir performans ile ilk görevimizi adına getirmemiziçersinde canla başla savaşıyor.
İlk görevimiz, Naziler doğrulusunda tutsak alınan yoldaşlarımızı kurtarmak.
Oyun ekranında neler yapmanız gerektiği esasen sizlere gösteriliyor.
Bu sebeple oyuna defa henüz ferah adapte oluyorsunuz.
Oyun taktiksel tabandaki başarılı olmasını FPS’de de işaret ediyor.
Örneğin Snipper ile ilerlerken bir düşman askeri sizi fark etmişse üstündekırmızı bir işaret beliriyor, yok şayet bir görüp kaybolduysanız sarı işaretgörünüyor ve sizi hiç fark etmeyen bir düşman askerinde ise yeşil renkgörünüyor.
Elinde KNS ile gezen bir asker görünce karşı doğrultu onlardan olmadığımızı fark ediyor ve ortalık karışıyor.
Fakat aynı ameliyatı Spy ile yaparsanız düşmanlarınızın sizi fark etmesidefa henüz zor zira Spy ile düşman kılığına girebiliyorsunuz ki işte bu da Strike Force’nin taktiksel ebatının en kolay misali.
Peki, Spy fark edilmeden içeriye sızıp vazifiyeti hemencecik başarıyor mu derseniz; hayır.
Spy, şayet yaklaştığı düşmandan henüz üst bir rütbeye sahip giysigiyiyorsa (örneğin Spy çavuş giysisi giymiş ve yaklaştığı düşman on başı ise) fark edilmiyor fakat Spy daha az rütbeli bir elbiseye sahip ise fark ediliyor.
Bu fark edilme ansızın olmuyor, evvel bir şüphelenme hatıra var.
İşte bu şüphelenme hatıranda düşman askerin başında bir saat beliriyor, bu müddet dolmadan oradan uzaklaşmak gerekmektedir.
Aksi takdirde kısa bir müddet ardından bütün birimler üzerimize çullanıyor.
Bu Spy’ın bir başka özelliği de epey açıkgöz olması.
Diyelim ki suskunca yaklaşmanız lüzumlenen bir düşman askeri var.
Ağacın arkasından suskunca yaklaşıyor ve arka yönüne bir cevheri para atıyorsunuz.
O gafil de sesin çıktığı istikamete dönüyor, işte tam bu anda boğma teliveyahut bıçağınıza sarılıp o gafili gafil avlıyorsunuz.
Snipper, eyvallah; Spy, tamam; peki ya Green Baret?
Efendim, Green Baret tam manasıyla bir ölüm makinesi.
Öyle kılık değiştirmeli, para atmalı işleri sevmiyor.
Eline aldığı silah ile yakın ilişkide bir ölüm makinesi durumuna geliyor.
Bu adamın işi savaşmak, en sevdiğim asker tarzı.
Fakat tabi yaşam o kadar basit değil.
Bazı hallerde kritik düşman gruplarını temizlemek içersinde Snipper’egereksinim duyuyorsunuz.
İşte oyunun en sevdiğim özelliği; “TAB” tuşu ile karakterler arasındasüratli geçiş mümkün kılabiliyorsunuz.
Önce Snipper ile düşman Snipper’ini öldürüp ardı sıra Green Baret ile çatışmanın ortasına dala biliyorsunuz.
Şimdiden kulağınıza defa eğlenceli geldiğinin farkındayım. İlk versiyonu 1998 yılında piyasaya sürülen Commandos, oldukça taktiksel bir strateji oyunu furyasını da peşine takıp sürükledi. Bir grup özel askerin omuz omuza mücadelesini konu eden Commandos, o alkış alan yapay zekâsı ile birlikte tekrar bizlerle, Commandos: Strike Force.

Öncelikle Commandos’un büyük bir hayran kitlesi olduğunu söyleyebiliriz. Hatta sosyal medyada Commandos ile ilgili bir de bol hayranı olan bir gurup var. Yıllarca taktiksel strateji türünde ilerleyen Commandos, şaşırtıcı ve köklü bir değişikliğe giderek Commandos: Strike Force ile FPS dünyasına giriş yaptı. Bu takdire şayan cesaret hepimizden alkış aldı fakat senelerce strateji oyununda ustalaşmış gurup bakalım FPS türünde aynı başarıyı yakalaya bilmiş mi, haydi bakalım..

Ekip, strateji oyunundaki başarısını FPS’de de yakalamış. Hatta bence FPS, stratejiden daha eğlenceli bir hal almış diyebilirim. Zaten başarılı ses ve grafikleri ile oyun “oynamazsanız küserim” havasını vermeyi başarıyor. Strateji, taktik ve FPS’yi bir arada yaşamak isteyen herkese tavsiye edilir. Keyifli oyunlar.